Samsun, büyük servetin üzerinde... Bütün dünya, pandemi sırasında tarımın önemini kavradı ve gıda şirketlerinin değerinde büyük artışlar gözlendi... Elbette, Türkiye'de de öyle... İki yıldan bu yana Cumhurbaşkanı Erdoğan, "tarım tarım" diye sesleniyor... Çünkü, dünyanın gidişatı bu yönde ve buna çare bulamayan toplumları sıkıntı bekliyor... Bu girizgahtan sonra mevzuya geleyim... Samsun; Çarşamba ve Bafra gibi iki büyük ovanın yanı sıra Terme ve Vezirköprü ovalarına sahip, Türkiye'nin en şanslı ve bereketli ili aslında... Hani, eskiler bu toprakları "adam eksen, adam biter" diye tanımlardı... İki büyük ovanın sebzesi, kamyonlarla büyük kentlere taşınırdı... Karadeniz'i Samsun besliyordu zaten!.. Ve bu üretim, çiftçiyi zenginleştirmişti... Neredeyse traktörü olmayan köylü yok gibiydi... Kamyonu olan bile vardı... Ne oldu sonra?.. Tarım planlamaları yapılmadan hangi ürün para ettiyse ertesi dönem o ekildi... Ürün çok olunca da elbette para etmedi... Bunları bilmeyen yok ama hatırlatmış oldum... Önemli olan geçmişin eksikliklerinden ders çıkarıp, bu dönemde yeni hamleler yapabilmektir!.. Bu kadar bolluğa rağmen sadece Bafra'da bir salça fabrikası kurulabilmiştir... Başka ne var?.. Sebzeler ırmak kenarlarında döküleceğine, büyük bir turşu fabrikası kurulsaydı da değerlenseydi, olmaz mıydı?.. Ya konserve fabrikası... Kurutulmuş meyve ve sebze, işin cabası... Bunları hep yazdık... Hatta, Samsun-Çarşamba Havaalanı'nın kargo binası da bu nedenle kurulmuştu... Uzatmayalım!.. Tarımsal yapısıyla adeta bir büyük servetin üzerinde oturan Samsun; yetişen ürünlerin işlenmesi durumunda, bu özelliği ile belki de gıdada dünya şehri olacak!.. Devlet destekli projelerle özel sektör öncülük eder; belediyeler kooperatifleşme gibi birtakım organizasyonlarla katkıda bulunursa Samsun; ihya olur!.. Bu fırsatı da ıskalarsak, Samsun, yeni bir kayıp daha yaşar!..