Bugünkü yazı konum,
Büyükşehir Belediyesi
Mali İşler Dairesi Başkanı
Bahattin K.'nın
hazırlanan iddianamesiyle
Mustafa Demir'in
bundan sonraki yol haritasına ilişkin
olacaktı
ama bir hukukçu
"Acele etme, bekle" deyince;
yazıyı erteledim...
Öyle telefonlar ve mesajlar aldım ki,
bu konu gündemi
bir hayli meşgul edecek gibi...
Hele de 5 Ekim'deki mahkemeden sonra...
Samsun'un "Herkesi kör alemi sersemsanan" amiyane tabirle "tatlı su kurnazları"na
çok gülüyorum...
Her şey açıkça görüldüğü halde,
algı operasyonlarıyla
mevzuyu kapatmaya çalışıyorlar...
Ne var ki, yüzlerine gözlerine bulaştırıyorlar...
Bu şehirde herkes birbirini
iyi tanır...
Siyasetçisinden
gazetecisine kadar
kimin kiminle ilişkisi var
bilinir...
Hangi müteahhit,
hangi kuruma
iş yapar ve
hangi bürokrat
bunun
nemasını
toplar
bilinir!..
Hangi siyasetçi, devlet ihaleleri
kovalayanlarla beraberdir,
bu da bilinir!..
Samsun'da bilinmeyen; gizli saklı
bir şey yoktur aslında...
Susmak zorunda kalanlar
çok toplumda...
O yüzden birilerinin
bu insanları
"aptal" sanmasına gerek yoktur!..
Yani, bunları
yiyen yok ama
"gargara" yapmak
zorunda kalan çok!..
Ah şu menfaat!..
Doğu-Batı sentezini en iyi
tahlil etmiş
yazarlardan
biri olan rahmetli Cemil Meriç,
şöyle demişti:
"Bu memlekette sağcı-solcu yoktur.Namuslu ve namussuz insanlar vardır"...
Namuslu insanlara selam olsun!..