Anakent İş Merkezi'nin
yıkılmasının,
Samsun Büyükşehir Belediye
Başkanı
Demir'in yaptığı en doğru işlerden biri
olduğunu yazmıştım...
"Projesi ödüllü" diye yutturulan
ve her yağışta
zemin kattaki otoparkı
su altında kalan,
üst katından
ve binanın
orta alanından
şelale gibi su akıtan
"hilkat garibesi"
çirkin bir yapının
yıkılmasıyla
bölgenin ferahlayacağını da
ifade etmiştim...
Ancak, böylesine doğru işi yanlışa çevirmede
"mahir" olanların,
çevre esnafı ve vatandaşı da
canından bezdirdiğini belirtmeliyim...
Geçenlerde, alınması gereken önlemleri de
sıralamıştım...
Ertesi gün baktım, yıkım sırasında
sulama vardı...
Sonra nedense
bıraktılar
ve ortalık
yeniden
toz-dumana karıştı...
Esnafın
caddenin
yaya ve araç trafiğine kapatılması
ve yıkım sırasında
yeterli sulama yapılmaması
nedeniyle,
ortalığı kasıp kavuran toz
yüzünden
mağduriyet
yaşadığını
bilmeyen kaldı mı?..
Geçenlerde Büyük Cami'deki bir cenaze töreninden dönerken,
cadde kapalı olduğu için
Kuyumcular Arastası'ndan
büroya geçmek istedim...
Kaleiçi Kuyumcular Camii'nin önünde
toz içinde kaldım...
Ve gazetecilik refleksiyle
cep telefonuyla fotoğraf çektim...
O sırada tanıdık biri,
"Mustafa Demir'in yaptığı iş bu kadar olur"
diye seslendi...
İçimden "Bunu da başkan mı takip edecek?"
dedim...
Elbette, kurumun yaptığı her yanlışın
faturası da Demir'e
kesilecek!..
Diyelim ki;
Mustafa Demir,
konuyla ilgili talimat vermedi...
Büyükşehir Belediyesi'nde yıkım alanına gelerek,
"Esnaf ve vatandaş
rahatsız. Sıklıkla sulama yapın"
diye firmanın yetkilisini
uyaracak
bir Allah'ın
kulu yok mu?..
Gerçekten de yazık!..
Bu vurdumduymazlık
karşısında
çevre esnafı ve vatandaş ne diyor,
biliyor musunuz?..
Haydi onu da söyleyeyim:
"Yıkım işini alan
firmayı kolluyorlar"...
Şimdi ayıklayın pirincin taşını,
bakalım!..