Ağzı olan konuşuyor, eli olan yazıyor... Ancak, o sözcüklerin içinde kin ve nefret varsa, adeta bir mermi etkisi gibi hedefteki insanları yaralamaya yetiyor... Gerçi; Hz. Mevlana, "Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verecek cevabım vardır. Ama bir lafa bakarım laf mı, bir de söyleyene bakarım, adam mı diye.” sözüyle meseleye noktayı koymuştur ama o el ve dilden dökülen ağır hakaretler karşısında, sessiz kalmak herkesin harcı değil, elbette... Aslında, ağır ifadeler içeren sözler "aklıselim" düşüncede değer bulmuyor ama insan tek başına mı sanki?.. Çoluk çocuk var; dost var, düşman var!.. "Silah" demişken, onu da ruhsatsız kullanmak yasal değil!.. Birtakım sağlık taramalarından geçmek gerekir... Psikolojik muayene de buna dahildir... Yani, psikolojik sıkıntısı olan birine, silah ruhsatı verilmiyor... Ne var ki; birtakım medya kuruluşlarında, kalemini ve dilini bir "silah" gibi hedefine doğrultanlar var!.. Açtılar mı ağızlarını, aldılar mı kalemi eline rastgele makineli tüfek gibi tarıyorlar ortalığı... "Serseri mermi" kime gelirse... Geçenlerde Taksim'deki hain saldırıyı gerçekleştirenin sırtındaki "çakma" tişört nedeniyle Türkiye'nin eğitim alanında dünyaca saygın ismi BAU Global Başkanı Enver Yücel'i eleştirenleri görünce, "Pes" dedim... Harvard, Oxfort ve Yale gibi eğitim kurumlarının "çakma" tişörtlerinin bile işportacıda satıldığını herkes bildiği halde, sosyal medyada konuyu çarpıtma saçmalığı şaşkınlık veriyor... Bitmedi daha... Bu arada, birileri de ortaya çıkıp, başka meseleyle Birleşmiş Milletler Eğitim ve Araştırma Enstitüsü Uluslararası Eğitim Merkezi Türkiye Başkanı da olan Enver Yücel'e yükleniyor... Bu zamanlama, adeta bir "pusu"yu hatırlatıyor... Öyle olunca da kafalar karışıyor... Böyle bir durumu, bu ülkede ilk yaşayan Enver Yücel değil, elbette... Bu memlekette, deyim yerindeyse adeta tırnaklarıyla kazıya kazıya, binbir zorluklarla boğuşarak işlerinde başarıya ulaşan birçok insan, benzer şeyleri yaşamadı mı?.. İşin doğrusu; kim olursa olsun, yasa dışı faaliyeti varsa haber de yapılacaktır, eleştiri de... Bu görev; gazeteciler kadar, ülkesini ve milletini seven herkese düşer!.. Ne var ki, bu haber ya da eleştirinin malzemesi; sahte, kalitesiz ve ucuzluk emaresi taşımaması gerekir... Yoksa, işin içine "vebal" girer!.. Yazık olur, günah olur!..