Samsun Sağlık Turizmi
Derneği’nin
dün düzenlediği
basın toplantısında,
Başkan
Prof.Dr. Fatih Özkan’ın
bu şehrin geleceğine ilişkin
tespitlerine
katılmamak mümkün değildi!..
“Sağlık turizmi”nin
geliştirilmesi
için toplumun
her kesiminden
gelecek sahiplenmeyle ortaya
çıkacak sinerji,
Samsun’da yeni iş kapılarının
açılması demekti…
Bu da işti, aştı…
Samsun’da
deniz turizmi
için uygun iklim,
maalesef
sınırlıdır…
Yayla turizmi için
tesisler şimdilik yeterli
değildir!..
Akdağ’daki kış turizmi
için yeni yatırımlar
gerekir!..
Tarih turizmi;
Bandırma Vapuru, Tütün İskelesi,
Panorama Samsun ve
Gazi Müzesi başta olmak üzere diğerleriyle
her geçen gün büyük ilgi topluyor
ama yerli ve yabancı turisti
Samsun’a çekecek,
yeni atraksiyonlara ihtiyaç vardır!..
Avrupa’nın çeşitli büyük şehirlerindeki
müzelere,
uydurulmuş olaylarla
milyonlarca turist
ziyareti sağlanırken;
bizim gerçekten yaşanmış
bir büyük öykümüz var!..
Anlatamadık, eksik kaldık!..
Ne demiştik; “sağlık turizmi”…
Samsun’da geçmişte sağlık turizmi konusunu
gündeme getiren Dr. Köksal Holoğlu ve arkadaşlarıydı…
Hatta, Samsun Valiliği
tanıtım yayınlarında;
tarım, turizm, spor, eğitim ve sağlık
kenti mottosu
kullanıyordu…
Doğru hedefler seçilmişti…
Samsun; Vali Hasan Basri Güzeloğlu döneminde
organik tarımda Türkiye’nin ilk üçünde yer alan bir şehirdi…
Çarşamba, Bafra, Terme ve Vezirköprü ovalarını
anlatmama gerek var mı?..
Spor kenti olarak,
hem Suat Kılıç hem de Akif Çağatay Kılıç döneminde
Samsun’a, sportif tesis bakımından
önemli yatırımlar yapılmıştı…
Samsun; üniversiteleri,
kamu ve özel eğitim kurumlarıyla
bölgenin bir numarasıydı…
Sağlık kentindeki hedef,
altyapı zenginliğiyle
12 ay boyunca
yabancı turisti
Samsun’a getirebilmekti…
Samsun; devlet, üniversite ve özel sektör yatırımlarıyla
bölgenin adeta sağlık başkentiydi…
Şifalı kaplıcalarımız
vardı…
Hem de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün
tedavi olduğu…
Uzatmayalım!..
“Sağlık turizmi” iddiasından
hiç vazgeçmeyen
ve bunu
ülke geneline taşıyarak,
Türkiye Sağlık Turizmi
Konseyi Başkanlığı’na seçilen
Dr. Köksal Holoğlu,
geçenlerde bir açıklama yapmıştı…
Türkiye’nin sağlık turizminde,
yıllık hedefinin 50 milyar dolar olduğunu
söylemişti…
İnanılır gibi değildi ama
o TV programında tek tek anlattı…
Türkiye’nin; hem yetişmiş insan
potansiyeli
hem sağlık teknolojilerindeki altyapısı
hem otelcilik
deneyimi hem de uygun
fiyat farkı
bakımından
avantajı çoktu…
Avrupa ülkeleri ve ABD bir yana
dünyanın en ücra ülkelerinden
insanlar,
Türkiye’ye gelerek
şifa buluyor ve döviz bırakıyordu…
Yani, Holoğlu’nun
geçmiş yıllarda
ifade ettiği
şimdilerde ise daha çok seslendirdiği
“sağlık turizmi”
konusu,
artık ete kemiğe bürünmüş,
hayal olmaktan çıkmıştır…
Kamuoyunda sağlık turizmi
kavramı, önem kazanmıştır!..
Dün, Samsun Sağlık Turizmi Derneği Başkanı
Prof.Dr. Fatih Özkan da
benzer
şeyleri ifade edince;
Samsun’un bu pastadan
alacağı payı düşünerek,
umutlandım…
Çünkü,
sağlık turizminin
geliştirilmesi,
Samsun’da
ayakkabı boyacısından simitçisine,
fırıncısından
kafeteryacısına,
berberinden kuaförüne,
lokantacısından
otelcisine,
bakkalından sebzecisine,
taksicisinden
dolmuşçusuna,
terzisinden tuhafiyecisine kadar
herkesin kazanması
demekti!..
Uzun lafın kısası,
mesele;
bu şehirde pastayı büyütmekti!..