Samsun, böylesine bereketli
topraklara
rağmen
tarımsal sanayisi
istenilen
seviyeye
getirilemeyişi
yüzünden
hem şehir hem de ülke
olarak ekonomik kayıplar
yaşamaktadır…
Türkiye’de
tarımsal sanayide
kurutulmuş ya da dondurulmuş
sebze ve meyve
gündemdeyken
rahmetli
Ender Cengiz, şehrin ileri gelen
iş insanlarına
ağabeylik yaparak,
bu projelerle
ilgili çok uğraş vermişti…
SAMSİAD’ın kuruluş amacı da buydu…
Sonra Mazhar Başoğlu,
bu amaç doğrultusunda
emek verdi ama
olmadı sonuçta…
SAMMEY’i ortaklıklarla kurabildik,
bir de BAFAY’ı…
İkisi de sıkıntılı
zamanlar, süreçler geçirdi
ve
SAMMEY’in ortakları
hisselerini
İstanbul’da bir firmaya
devretti…
BAFAY, domates ihtiyacını
Bafra’dan çok Tokat ve Amasya’dan karşılamak zorunda kaldı…
Samsun-Çarşamba Havaalanı’na
kargo ünitelerinin kurulmasının
nedeni de
tarımsal ürün ağırlıklı olarak ihracat
yapılabilmesi umuduydu…
Bu da olmadı!..
Samsun’un tarımsal potansiyeli
ulaşım altyapısı imkanlarıyla
birleştirildiğinde
bütün dünyaya
açılabilmek için
hiçbir engel
yok ortada…
Böyle bir şansı,
ortaya koyduğu
başarısızlık hikayesine
dönüştürebilmeyi
anlatabilecek
ifadeleri seçmekte zorlanıyorum…
Domates, salça ya da
kurutulmuş olarak
katma değeri yüksek
ürün haline getirilirse
herkesin
kazançlı olacağını görmemek mümkün müdür?..
İklim değişiklikleriyle
tarımın öneminin
arttığı bir ortamda,
yeni işbirlikleriyle
bunu fırsata dönüştürmek
herkesin yararına olacaktır…
Samsun Valisi Doç. Dr. Zülkif Dağlı,
iş dünyasının güven duyduğu bir isim
olarak,
bu konuda da öncülüğünü
sürdürürse
yeni heyecanların
bu şehir için
aş ve iş umuduna
dönüşeceğine inanıyorum…
Un var, yağ var, şeker var
ve ustalar da var…
Öyleyse helvayı yapmak için
ne bekliyoruz ki?..