Cümle alem
şunu iyi bilsin ki;
bu millet,
balık hafızalı değil….
O yüzden Avrupa Birliği
başta olmak üzere
Türkiye üzerine
yazılan senaryolara
karşı milli
reflesk
gelişmiştir…
Geçenlerde,
Yunan Milli Marşı’nın sözleriyle
ilgili olarak
bir metin elime geçti…
Onu gördüğümde,
Yunanistan ile ilgili
düşmanlık içeren
ne ifade varsa,
ortadan kaldırılmasını
isteyen
AB’nin
iki yüzlü tavrına,
bir kere daha tepki gösterdim…
Topal Osman’ın
mezar taşındaki ifadelere
bile tahammül gösteremeyenler,
o milli marşın
güftesine
neden sessiz kalmışlardı?..
Hatta, daha da ileri giderek,
resmi kurum ve kuruluşlardan
Atatürk’ün fotoğrafları ile veciz sözlerinin
kaldırılmasını istemişlerdi…
Bizden, iki ülke arasında
düşmanlıkları
hatırlatan her şeyi silmemizi isteyenler,
Yunan Milli Marşı’ndaki
“düşmanlık ötesi”
ifade için
aynı şeyleri
söyleyememişlerdi…
Bizde olunca “ırkçı-faşit”
onlara gelince o ifadeler
demokratlık!..
İşte o sözler:
“Derin okyanus, işte böyle uğuldasın isterdim.Ve dalgasında boğulsun, her Türk tohumu.Neden muharebeye yavaşladı bir an?Neden azaldı dökülen kan?Hem palaskalar, hem kılıçlarEtrafa saçılmış beyinlere,Baştan başa yarılmış kafataslarına,Kımıl kımıl oynayan iç organlarına bulanmışKöpekler azalıyorduVe Allah diye bağırıyorlardı, Allah!Fakat Hristiyanların dudakları daha doğruydu.Ateş diye bağırıyorlardı ateş!Aslanlar gibi vuruşuyorlardı.Hep ateş! diye bağırıyorlardı.Ve pislikler ölüyorlardı,Allah diye böğürerek.Pis kanları nehir olmuşOvada akmaktaMasum otlar su yerineKan içmekteEn cesurları sarsıldıKör adımlarıylaKorint’ten kovuldular.Saklandılar ve kaçtılar.Ölüm, meleğini gönderir,Kıtlık ve hastalıkla dolarİskelete benzer şekilleri,Yürürler öyle yan yana.Çimlerin üzerinde uzanıyorVe her yerde ölüyorlardıSefil ve umutsuzcaBu terk edilmiş sefil artıklar.”
Bu dehşet ifadeler
bizde
olsaydı,
Avrupa’nın hiçbir yerinde
milli marşımız
çalınmazdı…
Hem dini hem de fikri
inancımda;
hangi ırktan, dilden ve dinden olursa olsun,
insanı sevmek vardır…
Düşmanlıkların fitilini
ateşlemek,
bizim işimiz değildir…
Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh”
sözü, bu ülke
için yol haritasıdır…
Ancak, şu yaşananlar bizlere bir kere
daha gösteriyor ki,
Atatürk’ün tanımladığı
millet kavramı içinde,
bizlerin
bizden
başka dostu yoktur!..
Omurgasızlıklarıyla bizlere
her bakımdan ders vermeye
kalkışanlara inat,
değerlerimizle birlikte
hem demokratik
hem ekonomik gelişmelerle
bu milleti
çağdaş medeniyetlere taşımak,
hepimizin görevidir…
Yoksa, bu milleti
tarih sayfalarından silmek isteyenlerin
kirli senaryoları
asla bitmeyecek, değişik
adlarla karşımıza çıkacaktır…
“Türk, öğün, çalış ve güven”
diyen Atatürk’ün
ifadesiyle
aklı kullanarak
çok çalışacak
ve bunun sonucunda da
güven oluşacaktır!..
Bizi her bakımdan geliştirecek
reçete budur!..
Bunun dışında
çare arayanlar,
yolu şaşırarak,
siyaseten
kaybolmuştur!..
O nedenle bizi,
birbirimize düşürmek isteyenlere
fırsat vermeyerek;
bir olalım, iri olalım, diri olalım!..