https://www.youtube.com/watch?v=kpwzapQEE2Q&t=13s   Bizde, “Bilmem neyi sevenler” ya da “falancayı koruma” adı altındaki derneklerin başkanları dahi koltuklarına yapışmış, bırakmamak için direnirken; Almanya’yı yıllarca başarıyla yöneterek halkın sevgisini kazanan Başbakan Merkel; bütün görevlerinden ayrılarak, kendini emekliye ayırıyor… Olacak iş miydi bu?.. Ülkesini yönetirken adı hiçbir suistimale karışmayan ve buna da izin vermeyen “Demir Leydi” lakaplı Merkel’in, mütevazı aile yaşantısında ne hizmetçi ne de uşak var!.. Yemeğini de kendi yapıyor, bulaşığını da kendi yıkıyor… Çamaşırları da eşi yıkıyor… Sadeliğe bakar mısınız?.. Bizde orta halli her evde, neredeyse haftada bir temizlikçi var!.. Ona “Demir Leydi” değil, “bilge kadın” denilmeliydi… İşte Almanya o bilge kadını, hangi partiden olursa olsun, alkışlarla uğurladı, ağladı… Giderken bile demokrasi dersi vermek budur işte… Ne kadar özendim, anlatamam!.. “Benim olsun, küçük olsun” hastalığı içinde çürütülen STK’lara baktıkça, toplumdaki demokrasi anlayışının neden geliştirilemediği ortaya çıkıyor… Yoksa, kartvizitlerinde “ölünceye dek başkan” yazmayan ama uygulamalarıyla Hakk’a yürüyene kadar koltuğu bırakmak istemeyenlerden bu özlemi geliştirmeyi beklemek, saflık olmaz mı?.. Bu ülkede, aynı şeyleri söyleyen ama ayrı ayrı çatılarda faaliyet gösteren binlerce STK var!.. Mesela, bir ülkede iki-üç gazeteciler cemiyeti ya da hayvanları koruma derneği olur mu?.. Siyaset farklı mı sanki?.. “Kazanamazsam bırakırım” diyen liderler, koltuğu terk etti mi?.. İstifa edip, sonra “umumi istek üzerine” geri dönenler olmadı mı?.. Almanya Başbakanı Angela Merkel, aslında bütün dünyadaki koltuk sevdalılarına okkalı bir ders vermiştir!.. Almanya ile Türkiye arasındaki gelişmişlik farkını, rakamlarla ölçenler, meselenin özünü alete edevata indirgemek yerine “demokrasi” ile değerlendirirse, böylesine güzellikleri görür elbette…