Necdet Uzun Yazdı: Ölümü Uyku Sananlar!..
Dünkü, "veliler endişeli" başlıklı
yazımla ilgili
çok sayıda
mesaj ve telefon geldi...
Tespitlerime
katılıyorlar,
hep birlikte bir şeyler yapmak gerektiğine
inanıyorlardı...
Güzel şeyler duydum açıkçası...
Mesela, Bahçeşehir Koleji'nin
hazırladığı afiş, çok dikkat çekiciydi...
Görseldeki maskeli öğrenci, bir elinin 5 parmağını "Dur" dercesine
öne çıkarıp
"aşısız istemiyorum" diye sesleniyordu...
Bir de "aşısızistemiyorum"
hastagı oluşturmuşlardı...
"Bu görseli paylaşarak aşı farkındalığına destek ol"
çağrısını,
ben de sosyal medya hesabımdan
hem beğendim hem de yayınladım...
Aklı başındaki herkes,
"Aşı çok önemli" diye bas bas bağrılıyor ama
adeta "akıl tutulması" yaşayanların inadı, maalesef
sürüyor...
Dünkü yazımı okuyup
mesaj atanlar
arasında
hukukçu bir arkadaşım da vardı...
"Aşı yaptırmamak için inat edenler,
koronaya yakalandığında
tedavi masraflarını devlet değil,
o şahıs ödesin" diyen
hukukçu,
yasal olarak hiç kimsenin
aşıya zorlanamayacağını ama
kamu sağlığının
söz konusu olduğunu hatırlattı...
Yani, "Yaptırım şart" diyordu...
O sırada bir başka arkadaşım,
Samsun'un tanınmış
işadamlarından birinin
koronaya yakalandığını
telefonda söyledi...
Benim de yakından tanıdığım arkadaş,
şu anda yoğun bakımda yatıyor...
Yakınlarına durumunu sorduğumda,
bir tane bile aşı yaptırmadığını öğrendim...
Şaştım kaldım, yakıştıramadım...
Kim ya da kimler,
nasıl girmişti aklına?..
Samsun'un popüler isimlerinden
Haldun Baş da arayanlar arasındaydı...
O da bir iki kişiyi
parayla aşı olmaya ikna ettiğini anlattı...
Bu da bir yöntemdi...
Peşinden bir arkadaş daha
aradı...
"Abi duydun mu?" dedi. "Aşı karşıtları
İstanbul'da miting yapacaklarmış"
İnanamadım elbette, sonra devam etti:
"Sosyal medyada örgütlenen
aşı karşıtları,
Türkiye'nin her yerinden otobüs kaldırıyorlar."
Tabii ki ardından can alıcı soruyu da sordu:
"Bunları kim finanse ediyor abi?"
Gerçekten de araştırılması
gereken konuydu...
Bu defa bir doktor arkadaşımı
arayıp,
gelişmeleri anlattım...
Arkadaşım;
hastanelerin yoğun bakım
ünitelerinde tedavi gören
hastaların
büyük çoğunluğunu,
aşısızlar ile aşılarını tamamlamayanların
oluşturduğuna,
iki Sinovac'tan
sonra
üçüncü aşıyı Biontech olanların
arasında da
çok önemli hastalıkları
yoksa,
hayatını kaybedenler bulunmadığına
dikkat çekti...
Aşı, tartışmasız olarak
gerekliydi...
Ölü sayıları
ortada...
Yoğun bakımdaki
hastaların durumu da...
Her şey bu kadar net biçimdeyken,
kişisel direnmenin
ötesinde
toplumu bu yönde
etkilemek için
"miting" yapmak ne demektir?..
Bu insanların
neyi amaçladığını
gerçekten de bilmiyorum ama
"ölümü" uyku ile karıştırdıklarından
eminim!..
Ne günlere kaldık?..
Bunları da görecek miydik?..