Dünkü yazımda, "Kuklayı bırak, kuklacılara bak" demiştim... 12 Eylül öncesi yaşananlar ile Hrant Dink cinayetindeki hedef saptırmaları hatırlatarak, son günlerde bazı gazeteciler ile siyasilere yönelik saldırıların da benzer bir şaşırtma senaryosu olabileceğini belirtmiştim... Acılarla hatırlanan o günlerde, kardeşi kardeşe vurdurtanların aynı el olduğunu; sağcının bir eylemde kullandığı silahının solcuda, solcununkinin de sağcıda çıktığı zamanlarda, daha net öğrenmiştik!.. Daha neler neler ve sonradan gelen itiraflar!.. Bilim insanı, gazeteci-yazar, öğretmen, doktor, polis, asker ve siyasetçiler ile okuyan, sorgulayan ve memleket meselelerine kafa yoran gençleri kaybettik!.. Amacım, acıları tazelemek değil, hatırlatmada bulunmak!.. Nitekim önceki akşam, muhalif TV'lerden birinde, saldırgan gencin sosyal medya paylaşımı vardı... Videoda mealen şöyle diyordu:"Cumhurbaşkanı Erdoğan 3. Abdülhamit. Birincisini de ikincisini de biz yok ettik. Sıra 3. Abdülhamit'te. Biz İttihat ve Terakkiyiz"... Bu arada, aynı kişinin daha önce, DEAŞ propagandası yaptığı da iddia edildi... Belli ki bu adam seçilmiş biri... Tıpkı, rahmetli MHP Lideri Alparslan Türkeş'in yakın dostu gazeteci Abdi İpekçi'nin katledilmesi için Mehmet Ali Ağca'nın seçilmesi gibi... Ülkücü biri, elinde silah kaçakçılığı dosyası olan gazeteciyi, niye katletsin ki?.. Mesele sağ-sol değildi, elbette... Aynı biçimde Gümrük ve Tekel Bakanı Gün Sazak'ı, solcu bir gence öldürttüler. "Bir sizden bir bizden" misali oldu... Ama kazın ayağı öyle değildi ve Sazak'ı öldürtenler, gümrük kapılarındaki vurgunculardı... 12 Eylül'ün kilometre taşlarının döşenmesi, böyle zavallıların kullanılması sayesinde oldu... Ya 28 Şubat öncesinde ortaya çıkanlar?.. Bankaların devleti hortumlamasının önünü kesen Refahyol iktidarını muhtıra ile düşürmeye gerekçe göstermek için başı sarıklı ve elleri değnekli insanları, sokaklara kim dökmüştü?.. Bu ülkede, "kuklacı" hiçbir zaman perde önüne çıkarılamamıştır!.. Ancak, bu ülke, 12 Eylül öncesinin imkansız Türkiyesi değildir... Güvenlik güçlerinin her türlü imkan ve kabiliyeti vardır!.. Öyleyse, bu tezgahı çözmek, devletin görevidir!.. Elbette, toplum önündeki insanlar da "Kuklacılar"ın hedef şaşırtıcı senaryolarına alet olmamak için söylem ve davranışlarına dikkat etmek zorundadır!.. Başkalarını bilmem ama bizler için başka Türkiye yoktur!..