Samsun Büyükşehir Belediyesi'ndeki "rüşvet skandalı" ortaya çıktıktan sonra, soruşturmanın sağlıklı biçimde yürütülebilmesi için "gizlilik" kararı verilmişti... Yani, Cumhuriyet Savcısı pek çok önemli soruşturma dosyalarında olduğu gibi erişim yasağı istemişti... Daire Başkanı Bahattin K. suçüstü yapıldıktan sonra, işyeri ve evindeki aramalarda; kimine göre 10 milyon kimine göre 20 milyon lira para ve ziynet eşyası çıkmıştı... Sonrasında, Mali Hizmetler Daire Başkanı Bahattin K.'nın Evci Belediyesi'nden başlayıp, İlkadım Belediyesi'ne ardından Terme Belediyesi'nden Büyükşehir Belediyesi'ne uzanan müthiş yükseliş serüveni, medyaya yansımıştı... Kamuoyunda ilginç ilişkilendirmelerin kurulduğu o dönemde, "İnsanların haysiyetlerinin değirmende un gibi öğütülmemesi" gerektiğini yazarak, mevzunun dağıtılmamasını istemiştim... Hatta, tezviratların sona ermesi için muhatapların bir açıklama yapmasının da uygun olacağını anlatmıştım... Biraz uzun oldu ama hatırlatmakta yarar var!.. Şimdi gelinen noktaya bakalım... Demir'in, en son yapılan Samsun Büyükşehir Belediye Meclisi Toplantısı'nda, "Gizlilik kararı olan rüşvet konusuyla ilgili haber yapanlar, bu şehre terbiyesizlik yapıyor" ifadesi, yeni bir tartışmanın fitilini ateşlemiştir!.. Öncelikle belirtelim; dosyanın içeriğine erişim yasağı var!.. Gizlilik içeren bilgiler haberleştirilmedikçe, yayın yasağı yok!.. Demir'in ifade ettiği gibi gazetecinin görevini yapması "Terbiyesizlik" de değil, yasak da... Oysa Demir, "Haberi çarpıtanlar" diyecekti ama anlatamadı... Cümle doğru kurulmuş olsaydı, ben de niyet okumaya kalkışmayacaktım... Sherlock Homles, "Yapabileceğin en iyi savunma gerçekleri olduğu gibi anlatmak" diyor... Başından beri "açıklama" istemiş, bu yolla tezviratların önünün kesilebileceğini anlatmaya çalışmıştım ama "3-5 gazeteci açıklama istedi diye yapmam" diyen Demir'in kendisiydi... Kamuoyunun beklentisi karşılanmayınca, fısıltı gazeteleri rekor baskı yaptı ve iş de bu noktaya geldi... Şimdi ayıklayın bakalım pirincin taşını!.. Dilin kemiği yok, herkes bir şey söylüyor!.. Çünkü, rüşvet skandalındaki para miktarı az değil!.. Paranın olduğu yerde "şüphe" hep vardır!.. O yüzden yönettikleri parada tüyü bitmemiş yetim hakkı olanlar, şeffaflığı ve adaleti ilke edinmek zorundadır!.. Ve ne yazıktır ki, bu olayda da süreci iyi yönetemeyen kifayetsizler, Demir'in aklını çelerek, kendi hataları ortaya çıkmasın diye faturayı masum insanlara yıkmaya kalkışmıştır!.. Bu da olayı çarpıtmak kadar terbiyesizlik değil midir?..