Türkiye'nin; İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya alınmaması konusunda ortaya koyduğu tavır, hiç de boşuna değil... Finlandiya'yı bilmem ama İsveç'in başkenti Stockholm'ün, terör örgütü PKK militanlarına sahip çıktığına bizzat tanık oldum... Avrupa Birliği tarafından zaman zaman düzenlenen basın bilgilendirme turlarından birinde, Brüksel'den Stockholm'e geçmiştik... 2009 yılıydı sanırım... İsveç'te, Tunç Okan'ın 1974 yılında yaptığı "Otobüs" filminin çekildiği damalı Stockholm Meydanı'nı gördüğümde, gençlik yıllarım aklıma gelmişti... İş vaadiyle kandırılıp, paraları alınan Türk vatandaşlarının meydanda otobüs içinde bekleyişini anlatan bir filmdi... Bu görüntüler, bizi İsveç'e hayran bırakmıştı... Gec saatlere kadar gezdik ve nereye gitsek, Türkiye'den kaçak yollarla gelmiş insanları gördük... Hemen hemen hepsi PKK'lıydı... Yoksa, örgütün İsveç'teki teşkilatı, devreye girmiyordu... Bazıları fotoğraflarının çekilmesine karşı çıktı... Sonra Nobel Ödülleri'nin verildiği tarihi salonu da görünce, "1.5 milyon Ermeni öldürüldü" diyen sözde yazar Orhan Pamuk'a Nobel Edebiyat Ödülü verilmesini hatırladım... İsveç, Türkiye düşmanlarına dostça bakan bir ülkeydi... Uzatmayalım... Türkiye'nin, İsveç'in bu yanlış yaklaşımını NATO meselesinde, adeta yüzlerine vurarak dile getirmesi; rahmetli Süleyman Demirel'in Türk siyaset literatürüne kazandırdığı Arapça atasözü "Men dakka dukka" ifadesini hatırlatıyor... Yani, birinin kapısını çalanın, kapısı çalınır... Eee sıra bizde... Hem de belden aşağı kalleşçe değil, adam gibi yüzlerine söyleyerek...