Bir kişi hakkında
yargıya varmak
ya da nasıl biri
olduğunu öğrenmek
isteyen;
onun toplumda
kabul gören başarılarına
bakmak zorundadır!..
Atalarımız,
"Aynası iştir kişinin
lafa bakılmaz"
diye boşuna
dememiştir!..
Hayatın içinde,
bu sözü anlamlandıran
nice örnekler gördük!..
Laflayıp kendini pazarlayanların
foyasının kısa zamanda ortaya çıkışını da
işine sarılıp
çalışanların, emin adımlarla
zirveye tırmanışlarını da...
Bugün de
lafla değil, çalışılarak elde edilen
bir yükseliş öyküsü
var karşımızda...
Çalışan kadar çalıştıran açısından da
ders çıkarılması
gereken
gerçek bir öyküdür bu...
Savaş Boyar'ın,
önce kurucu okul müdürlüğü
ardından
Karadeniz bölge koordinatörlüğü
ve buradan da
genel müdür yardımcılığı
görevine yükseliş
sürecinden
söz edeceğim...
Bu zorlu süreç,
öyle birkaç cümleyle
anlatılacak gibi
değil elbette...
Dile kolay,
tam 12 yıl...
Anlatmak istediğim
şey, sadece
Savaş Boyar'ın
kaç yıl çalıştığı değil;
çalışma hayatında
"çalışan" ve "çalıştıran" tanımlarında
yerini bulanların
yönetimsel bütünlüğünün farkıdır...
Bu; ehliyet-liyakat-adalet
anlayışının
kuruma yansıttığı
güzellik
farkıdır!..
Başarılı şirketler incelendiğinde,
"kurumsallaşma"
süreçlerinin
değişmez yapısında,
bu anlayışı görmek mümkündür!..
Yani, bu başarı öyküsünde,
gecesini gündüzüne katarak
azimli ve sadakatli
çalışmanın
yanı sıra;
emeği ve yüreği
taltif eden,
onu doğru
yönlendiren
bir usta yöneticinin
varlığı
söz konusudur...
Hani, puzzle
tablosunun en zor
parçasını koyarak
tamamlanmasını sağlayan
sihirli el gibi...
O usta yönetici el;
ömrünü adadığı
eğitim kurumlarını
bir dünya markası
yapan
Enver Yücel'den başkası değildir!..
Bu ülkede "gökten zembille"
inmek yerine
dişini tırnağına takıp,
varını yoğunu
eğitim kurumlarına
harcayan
Enver Yücel!..
Sadece okul binalarıyla değil,
merhametiyle de gönüllerde
yükselen biridir o!..
"Çocuklarım size emanet" diye not bırakan
koronavirüs kurbanı
doktorun
iki evladının
eğitim
masraflarını üstlenen
hayırseverin adıdır
Enver Yücel...
Türkiye'de
sayısı neredeyse binlere ulaşan
Bahçeşehir Koleji ve Uğur Okulları'nın
yanı sıra,
üç kıtadaki 7 ülkede; 4 üniversite, 2 dil okulu ve 5 kampüsü bulunan
bir yapıyı
oluşturan
bir "eğitim abidesi"dir
Enver Yücel!..
Birleşmiş Milletler
Eğitim ve Araştırma Enstitüsü (UNITAR) Uluslararası Eğitim Merkezi Türkiye Başkanı olan
ve aynı zamanda BM Danışma Kurulu Üyeliği
görevinde bulunan
Enver Yücel'i
anlatmak değil derdim...
Dedik ya "iştir kişinin aynası" diye...
Derdim;
yaşanan bu süreçte,
ehliyet ve liyakatin
kurumlara getirdiği
"adalet"
kavramına
vurgu
yapmaktır!..
Derdim;
bu ülkenin
önemli kurumlarında
bulundukları konumlarda
yükselebilmek için
emek veren,
alın teri döken
ve aidiyet duygusuyla
işini sahiplenenlere
"umudunu kaybetme sakın"
diyebilmektir!..
Çünkü;
bir gören, bir bilen
ve bir duyan
günün
birinde
tıpkı Enver Yücel gibi
ortaya çıkar,
hakkı teslim eder!..
Savaş Boyar'ın
Samsunspor Kulübü Derneği
Başkan Vekilliği görevinin
yanı sıra, Kızılay Samsun Şubesi yönetiminde
bulunması da
"bir gören"
işidir!..
Aslına bakarsak,
hem Enver Yücel hem de Savaş Boyar'ın
içinde yer aldıkları bu süreci
anlatırken,
vermek istediğim mesaj;
hayatın her alanında
unutulmaya yüz tutan
liyakat, ehliyet ve adalet
duygusunu
hatırlatmaktır!..
Bu hasletleri
eylem ve söylemleriyle
yeniden hatırlatan
Enver Yücel ve Savaş Boyar'ı
kutluyor;
"Darısı her kurumun başına ve çalışanlarına" diyorum...