https://www.youtube.com/embed/BRMTS2aXH4Q

İYİ Parti'nin
Samsun'daki

  1. kuruluş yıldönümü etkinliği
    davetiyesini
    gördüğümde,
    bir gariplik
    olduğunu hissetmiştim…
    Parti amblemli
    davetiyede,
    ev sahibi
    olarak GİK Üyesi
    Ömer Süslü'nün
    adı vardı…
    Yani, organizasyon
    kurucu il başkanı
    GİK Üyesi
    Ömer Süslü'ye aitti…
    Bu etkinliğe,
    partinin etkili isimlerinden
    Grup Başkanvekili ve
    İzmir Milletvekili Musavat Dervişoğlu
    da katılmıştı.
    O gecede,
    İYİ Parti Samsun milletvekilleri
    Erhan
    Usta ve Bedri Yaşar ile
    İYİ Partili
    İlkadım Belediye Başkanı Necattin
    Demirtaş ve
    İl Başkanı Hasan Aksoy
    yoktu?..
    Arkadaşlarımız,
    "neden" sorusunun
    cevabını aradı…
    Mesela,
    İl Başkanı Hasan
    Aksoy'a
    davet,
    İYİ Parti GİK Üyesi
    Ömer Süslü değil de
    bir başkası
    tarafından
    yapılmıştı…
    Aksoy, "Kırgın değilim" dedi ama
    içi buruktu…
    Ömer Süslü,
    beyefendi kişiliğiyle tanıdığım
    biridir. Böyle bir nezaketsizliği
    yapacak insan da değildir?..
    Gerçekten de hayret ettim…
    Ömer Süslü,
    ailesi ya da şahsı adına
    özel bir etkinlik
    düzenleseydi, misafir tercihini
    yapması hakkıydı. Hiç kimse de bunu soramazdı.
    Ancak, partinin kuruluş
    yıldönümü etkinliği
    yapılıyor ve bu organizasyona da
    İYİ Parti Grup Başkanvekili Musavat Dervişoğlu gibi
    önemli bir isim katılıyorsa;
    bu durum, parti il başkanını
    bağlar!..
    Çünkü o Samsun'da partisinin
    adının
    geçtiği
    her türlü organizasyondan
    sorumludur…
    "Bu kişisel bir davet"
    demek,
    bu açıdan
    doğru bir ifade değildir…
    Yine tekrarlıyorum….
    Parti yöneticilerinin
    görev ve sorumluluklarını
    iyi bilen
    ve genç yaşta
    önemli konuma gelen
    Ömer Süslü'nün,
    il kongresi sürecinden etkilenip,
    nefsine yenik düşebileceğini
    sanmam!..
    Ağır bir hastalık süreci
    geçiren
    ve şükürler olsun ki
    durumu giderek iyileşen
    Ömer Süslü'nün
    birileri
    tarafından
    amiyane tabirle
    dolduruşa
    getirildiği
    kanaatindeyim…
    Yoksa, "ev sahibi"ne misafir
    muamelesi yapmak,
    olacak iş değildir!..

Not: Dünkü yazımda, "Kuba'daki mescid" yerine "Kuba Mescidi"
çıkmıştır. Düzeltir özür dilerim…