Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir’in, dünkü meclis toplantısında, bazı üyelerin sorularına “akıllara zarar” diye tanımlanacak cinsten cevaplar vermesi karşısında hiç şaşırmadım… Çünkü Mustafa Demir; ne zamandır, belgeli de olsa eleştirilere karşı gözlerini ve kulaklarını kapamış durumda… Dün de öyle oldu… Asri Mezarlık Şehitlik Anıtı’ndaki Milli Mücadele’yi başlatmak üzere Samsun’da karaya çıkan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve 18 silah arkadaşının isminin bulunduğu levhanın kaldırılması olayı, hem de 19 Mayıs’tan bir gün önce yerel ve yaygın medyada yankı bulmadı mı?.. Haliyle; İYİ Partili Belediye Meclisi Üyesi Alper Aydemir, haklı olarak levhanın akıbetini sordu… Demir’in, Aydemir’e verdiği cevap, “Alet olma” idi… Levha, “ayet” değil elbette… Ancak, 66 yıldan beri beton kaidede duran o levhanın kaldırılmasının nedenini sormak, “alet olmak” mıdır?.. Nasreddin Hoca’nın “hırsızın hiç mi suçu yok” fıkrası gibi… Levhayı kaldıran değil de bunun nedenini yazan ve soran suçlu!.. Bir başka soru ise CHP’li Atila Tekcan’dan geldi… Soru, Kızılırmak Deltası’nda ihaleye verilen belediye tesislerinde düğün yapılmasına ilişkindi?.. Demir, CHP’li Belediye Meclisi Üyesi Tekcan’a, “Böyle bir şey söz konusu değil” diyerek, işi basite indirgemeye kalkıştı… Demir’e göre, işletme oraya birkaç masa ve sandalye atmıştı… Bu kadarına da pes!.. Söz konusu işletmenin sosyal medyada görüntülü reklamı haberde fotoğraflı olarak belirtildiği halde, “Böyle bir şey söz konusu değil” demek, şaşılacak bir iştir doğrusu!.. Demek ki oraya masa ve sandalyeleri koyan ve düğün süslemesini yapan medyaydı… Diğer sorulara verilen cevaplara girmeyeceğim… Özellikle de Samsunspor’la ilgili açıklamasına… Bir arkadaşın, medyada çalışan 56 kişiden 52’sinin hesaplardaki eleştirileri silmekle uğraştığını ifade etmesi üzerine; orada görevli genç kardeşlerimi yormak istemedim ve bu yüzden konuya girmedim… Yoksa, neler yazıldığını bilmiyorum muyum?.. Anlamadığım konu, böyle çetrefilli işlerle uğraşmak yerine yani doğruluğu belge ve görüntülerle desteklenen haberleri dahi yalanlamak adına harcanan çabayı, iddia edilen yanlışları düzeltmek için kullansalar, bu kadar sıkıntı olur mu?.. Mümkün değil!.. Böyle olması istenildiğine göre, yapacak bir şey yok elbette… Ne diyelim, kılavuzunu kargalardan seçenler, sonuçlarına razı gelecektir!.. Ne var ki, bu yanlışın bedelini; yanlış seçim yapanlardan çok Samsun ödeyecektir!.. Bakalım, bu vebali taşıyabilecek takati bulabilecekler mi?..