Büyükşehir Belediyesi,
sahillerde
etkin çalışma yapmıyor…
Yaptı da ne oldu sanki?..
Alaçam sahillerinde
bütün dünyada koruma altına alınan
kum zambaklarını,
yasak olmasına rağmen
iş makineleriyle
biçti geçti…
Samsun Büyükşehir Belediyesi,
Tekkeköy’ün
Costal yöresi sahilindeki çöpü de
görmemezliğe geldi…
Sosyal medyada yükselen tepkileri
kısıtlı imkanlarla görevi olmadığı halde
Tekkeköy Belediyesi duydu
ve sahili kum zambaklarına zarar vermeden temizledi…
Dün de Atakum sahillerinden
Samsun Medya Grubu “İhbar Hattı”na
çirkinlik abidesi görüntüler ulaştı…
Vatandaşlar,
“Burası, Yılanlıdere Çöp İstasyonu değil,
mavi bayraklı Atakum sahili”
diye tepki gösteriyordu…
O görüntüler, gerçekten de
Karadeniz’in incisi Atakum sahillerine
hiç yakışmıyordu…
Vatandaş sonuna kadar haklıydı…
Ancak, “eğri oturup, doğru konuşmak”
gerekirse;
Nasrettin Hoca’nın dediği gibi
“Hırsızın hiç mi suç yok”…
Bu çöp yığınları,
uzaydan inmedi ya!..
Çevreyi kirletmenin
ne anlama geldiğini bilmeyen
umarsız insanların
bıraktığı çöplerin
görüntüsü,
bu şehrin turizm iddialarıyla
tezattır!..
Samsun Valiliği, Büyükşehir Belediyesi
ve diğer kurumlar,
sahillere “Mavi Bayrak”
almak için az uğraş vermedi…
Çünkü, “mavi bayrak”,
bu şehrin
turizmi için
önemli referanstı…
Adamlar,
bilmiyor elbette…
Yediğini içtiğini
atıyor kumsala…
Demek ki bu insanlar
evlerinde de böyle!..
Büyükşehir Belediyesi’nin
sahil temizliği ve bakımı
konusundaki
notu düşüktür…
Ama buna sebep olan
vatandaşlar
ikmale değil,
sınıfta kalmıştır…
Bu, bir bilinç meselesidir
aslında…
Bir anekdot
anlatacağım…
Uzun yıllar önceydi…
Samsun’dan
bir grup gazeteci
Çorum’a bir haber takibi için
gitmişti…
Arkadaşlar işini bitirmiş
parkta dinlenirken, içlerinden biri
yediği
kabak çekirdeğinin kabuğunu
yere atıyordu…
O sırada küçük bir çocuk,
bankta oturan
gazeteci arkadaşa yaklaştı
ve sordu: “Yabancısınız galiba?”
Arkadaş şaşırmıştı. Bu çocuk nereden anlamıştı
yabancı olduğunu…
Bu defa o sordu: “Nereden anladın?”
Çocuk, gururla başını kaldırdı
“Abi, bizim burada
sokağa yemiş kabuğu atmazlar. Ayıp sayılır” dedi…
Arkadaş, bu sözler karşısında dondu kaldı…
Böyle bir cevap hiç aklına gelmemişti…
Küçük bir çocuğun verdiği ders,
şehirlilik bilincinin ta kendisiydi…
Ailede, okulda ve çevrede
bu bilinç geliştirilmişti…
Ne diyelim?..
Kutlukent’in o güzelim sahillerini
hafriyat deposu olarak kullanan
bir zihniyetten;
bu bilinci geliştirmeyi beklemek,
hayalciliktir elbette!..