https://youtu.be/X4wuYjtMh9Y Bazı ünlü giyim mağazalarında yaşanan sıkıntılarla ilgili olarak sıkça şikayet geliyor… Müşteri etikette yazılan fiyata göre giysiyi alıyor, kasaya ulaştığında ise karşısına başka rakam çıkıyor… “Nasıl olur?” diye yakınan müşteriye yanıt, “Etiketi değiştirmeyi unuttuk” oluyor… Tartışma yaşanırken kasiyer, müşterinin kulağına kısık bir sesle “İşi gücü bıraktık, haftada bir etiket değiştiriyoruz” diyor… O zaman da müşteri, “Tamam kardeşim de 250 liralık mal, nasıl oluyor da birden bire 50 lira zam görüyor” deyince, klasik yanıt geliyor: “Doların kaç lira olduğundan haberin var mı?” Ticaret Bakanlığı, indirimi “bindirim” yapan fırsatçılara karşı uyarıda bulunmuştu ama durum da ortada… İğneden ipliğe her şeyin zamlandığı piyasalarda, birçok sanayi ürününe 3-4 ay sonrasına gün veriliyor… Özellikle de inşaat sektöründe… Otomotiv sektöründe bazı firmaların aylar sonrasına fiyat belirlenmeden sıra verdikleri duyumları da geliyor… Türk lirasının değer kaybı sonucunda, özellikle bazı AB ülkelerinin, Türkiye’deki birçok işletmenin üretimini yıl boyunca satın aldığı da söyleniyor… Bu durum, üreten ve ucuza kapatan açısından iyi de iç piyasa ne olacak?.. Yani, piyasalar dövizdeki artış nedeniyle sıkıntılı bir süreç yaşıyor… Küçük esnaf ise büyük bir girdap içinde… Malını satsa, aynı paraya rafa geri koyacak durumda değil!.. Satmayınca da geçim derdi var!.. Soru şu; bu ekonomik girdaptan nasıl çıkılacak?.. “Fedakarlık” yapalım elbette… Ancak, birilerinin milletin gözünün içine baka baka bir eli yağda bir eli balda yaşamlarını TV ve sosyal medyalarda paylaşması karşısında; en azından “Ayıptır, günahtır, utanın” diyen çıkmayacak mı?.. Bu mevzunun, ekonomik girdaptan daha tehlikeli olduğunu söylemeye gerek var mı?..