https://youtu.be/FP5J85oZOUE Toplumun çürümüşlük girdabına düştüğünü; anlata anlata deyim yerindeyse “dilimde tüy bitti” dersem, haksız sayılmam!.. Bu köşenin müdavimleri iyi bilir!.. Öykülerle anlattım, köşe yazılarımda ifade etmeye çalıştım… “Ekonomik sıkıntılar öyle veya böyle geçer ama ahlaki değerleri kaybettik mi bir daha toparlanmak mümkün değil” dedim… Dün, Samsun’da bir ilkokulda öğretmenin birinin 4’ü kız, 7 öğrenciye cinsel tacizde bulunduğu iddiası vardı… Böyle bir olayın yaşanması bir iğrençlik elbette!.. Bir öğretmen bunu nasıl yapabilir?.. Eğer iddialar, “İftira” ise bu da korkunçtur!.. Bu olayların toplumda gündemde dahi olması, gelinen noktanın vahametini göstermesi bakımından ürkütücüdür, endişe vericidir… Bu işlerin şakası bile kötüdür!.. “Nereye gidiyoruz” böyle, bilemiyorum… Ahlak kaybolursa, ne olacak?.. Hani bilinen bir öykü var ya!.. Ateş, su ve ahlak arkadaş olur… Ormanlık alanda dolaşırlarken, kaybolmaları halinde birbirlerini nasıl bulacakları sorusu akıllara gelir… Su “Kolay” der. “Akarken çıkan sesten beni bulursunuz”… Ateş de “Beni de alevlerden ve dumandan görürsünüz” der… Ahlak, iç çeker, “Arkadaşlar” der. “Ben kaybolursam, bir daha bulmanız mümkün değil”… İşte böyle!.. Toplum düzenini ayakta tutan değerlerin başında gelen “ahlak” kaybolursa, o topraklarda her türlü melanet yeşerir ve çöküş başlar!.. Bunun önüne geçmek için herkesin çaba göstermesi gerekir!.. Ve bu ülkenin gerçekten de ahlaki bir silkelenmeye ihtiyacı vardır!.. Yoksa bu gidişat, hiç iyi değildir!..