https://www.youtube.com/embed/Ac9piv6Hnd0

Büyükşehir Belediyesi'nin
Vezirköprü'de
ihaleye verdiği köprü,
açılmadan yıkıldı…
İyi ki öyle oldu…
Ya üstünden insan ve araçlar
geçerken
o köprü çökseydi, ne olurdu?..
Allah korudu, Allah!..
İddiaya göre;
ihale, Büyükşehir Belediyesi'nin
Fen İşleri Daire Başkanlığı değil de
Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı
tarafından
gerçekleştirilmiş!..
Nedenini bilemem; ancak
bilenler bu işin
Fen İşleri Daire Başkanlığı'nın
alanında bulunduğunu
ve buradaki uzman elemanların
inşaatın her safhasında
gerekli
müdahaleleri
yapabilecek
nitelikte
olduklarını söylüyor…
Sonra garibime giden bir şey
daha var…
Kendisi mimar,
genel sekreteri ve fen işleri daire başkanı
inşaat mühendisi olan
bir başkan,
nasıl olur da ilahiyatçı daire başkanına
köprü ihalesi yapma sorumluluğunu verir?..

Daire başkanlığının
bir ihmali veya sorumluluğu var mı
bilemiyorum…
Henüz bir açıklama gelmedi…
Edindiğim bilgiye göre,
köprünün
yaklaşık maliyeti, 3 milyon 238 bin 908 lira,
sözleşme bedeli de
3 milyon 440 bin lira…
Yazık paraya!..
Kendi kendime
kaç kez
"yazma" diye söylendiğim oldu…
"Ağaçları, böcekleri ve
çiçekleri yaz"
hatta yemek tarifi yap dediğim de…
Bu arada, Trabzonlu gazeteci
rahmetli Orhan Kaynar'ın
köşesinin adı geldi aklıma:
"Gel de yazma"
Yani, Büyükşehir Belediyesi
yaptıklarıyla bizi rahat bırakmıyor…
Çalışanların sendikal hakkı olan
paranın törpülendiğini,
kullanılmayan
sudan
para alındığını,
tramvaylarda
balık sırtı yolculuk
yapıldığını ve HES kodu sorulmadığını,
tarihi caminin duvarına
tuvalet yapıldığını,
otopark zamlarını,
yeşil alana
bina inşa edilmesini
haberleştiren
yerel medya;
yıkılan köprüyü
görmemezliğe mi gelecekti?..
Bunları "duygusal" reflekslerle
izah edenler,
vatandaşı kör mü sanıyor?..