https://youtu.be/8pMSArt3yTI
“Teknolojide sıçrama yapmamız şarttı. Ama bürokrasiye ne gönderirsek, ya proje bir yıl bekliyor ya da bütçe yok diye geri çevriliyordu. Bu arada çalışmamız belli ülkelerde kopya kopya ortaya çıkıyordu. Moralimiz bozuktu, birçok alanı denedik olmadı. En son çare Saldıray Berk Paşaya çıktım, “Bürokrasiden habersiz yapalım” dedim. 4 ay… Devletten finansman ve destek almadan, Diyarbakır Askeri Havaalanı hangarında, kişisel imkanlarla çalıştık. Devletten tek kuruş almadık, gizli tuttuk. Daha sonra paşanın himayesinde Gabar, Kato ve Cudi dağlarında testler yaptık, görüntüler aldık. Hatta belgesel çektik dersek yeridir. Bu görüntüler hala mevcut. O gün Paşa bize inandı, biz de başardık. Testler tamamlanınca, bürokrasiye haber verdik. O sırada Hintliler geldi bana… Milyon dolar değil, milyar dolar… Sadece teknoloji paylaşımına bir milyar dolara yakın para teklif ettiler. Vermedik, tüm hakları devlete teslim edeceğimi söyledim ve bugünlere geldik.”
Bu sözler, Türkiye’nin milli savunma sanayinde
gururu olan
Cumhurbaşkanı Erdoğan’n
damadı, Baykar Teknik Müdürü
Selçuk Bayraktar’a aittir…
Ona sözünü ettiği fırsatı hazırlayan da
3. Ordu Komutanlığı
sırasında
“Ergenekon” kumpas davası
torbasının içine atılan
vatansever asker, Orgeneral Saldıray Berk’tir…
Türkiye’nin parasıyla alamadığı insansız hava araçlarını üreterek, terörle mücadele başta olmak üzere
ülkenin askeri gücüne güç
katan Selçuk Bayraktar ile
Saldıray Berk’i
bir araya getiren
duygu,
vatan sevgisidir!..
Selçuk Bayraktar’ın
önüne bürokratik engel koymak isteyenlerin amacının
ne olduğunu
anlamak için
Aselsan’da
tank ve uçaklarda milli yazılımı
gerçekleştirecek
projeler hazırlayan
genç Türk mühendislerinin
şüpheli ölümlerine
bakmak gerekir…
Sonrasında da
temizleme ve beyazlatma sanayinde,
metalurji alanında,
havacılık ve uzay araştırmalarında,
elektrik, elektronik ve bilgisayar sektöründe,
iletişimde,
otomotivde,
enerjide,
kozmetikte,
kimyada, tekstilde,
tarımda,
çimentoda,
camda, seramikte,
askeri ve zırhlı araçlarda,
plastikte,
nükleer alanda,
fotoğrafçılıkta,
boya sanayinde,
fiber optiklemede
ve manyetik cihazlarda
kullanılan
bor madeninin
ülkeye katacağı ekonomik
zenginlik
üzerine
çalışan
Türk bilim insanlarının
uçağının düşmesi
ya da düşürülmesi de…
Bu ülke; kaza süsü ile
birçok faili meçhul cinayette
bilim insanlarını,
askerini,
polisini, gazeteci-yazarını
ve siyasetçisini,
ülkenin önünü kesmeyi amaçlayan
hain emellere kurban verdi…
O insanların yaşam hikayelerinin
ana teması;
vatandı, bayraktı, devletti ve milletti…
Bu hain pusulardan
ders çıkarıp,
sağlam durmak ve
kenetlenmek gerekir…
Bu ülkenin
gelişmesi ve insanlarının
refahı için
yüreğini ortaya koyanların
Allah yar ve yardımcısı olsun, diyorum!..