https://www.youtube.com/embed/JccrOgBW3_s

Kutsal görevleri için
hayatlarını ortaya
koyan
doktor ve hemşirelerin
bilinen
zorluklarının yanı sıra;
önemli bir sıkıntısı var aslında...
Bazı hastanelerde
testleri pozitif çıkan
doktor ve sağlık çalışanları,
10 günlük karantina
sürecinden sonra,
test sonuçlarına
bakılmaksızın 
göreve çağrılıyor...
Test negatif ya da pozitif 
hiç önemli değil,
önemli olan
"karantina" süresi...
Yeter ki,
10 gün sonra 
işe başla...
Hastane yönetimleri,
doktor ve hemşirelerin
itirazlarını
kabul etmiyor...
Çünkü, "iş çok"...
Genellikle de
Covid-19'un
tedavisinde
çalışan
doktor ve hemşireler ile
ameliyathane görevlileri
sıkıntıda...
Salgında
herkes zor bir süreç 
yaşıyor 
ama
sağlık sektöründe
iş daha farklı...
Hem çalışanlar
hem de hastane yöneticileri
açısından
hiçbir şey eskisi gibi değil!..
SGK, koronavirüs vakalarında;
yoğun bakım hastaları dışındakiler
için ücret ödemiyor...
Vatandaş durumu ağır olmadığı
halde
hastanede yatmak istiyorsa;
günlüğü
bin lira ile bin 500 lira arasında
tedavi ücreti ödemek zorunda...
İnsanlar
sağlık için
parayı düşünmüyor elbette ama
fakirin satacak ineği de yoksa
ne yapacak?..
Aslında
tehlike sadece doktor ve hemşireler için değil,
normal hastalar için de var...
Nitekim, bazı hastanelerde
ameliyat sırası ve sonrasında
virüs bulaşarak durumları kötüleşen
hatta bu nedenle 
hayatlarını kaybedenler oldu...
Yazık değil mi?..
Hani, bazı özel hastanelerin uygulamalarına
"Vahşi kapitalizm"
gereği diyeceğim ama
devlet hastanelerinde de
çalışma şartları farklı değil...
Çünkü, Sağlık Bakanlığı'nın
ilgili yazısı var!..
Doktor ve hemşire itiraz ederse,
o yazı önlerine
konuluyor...
Olağanüstü bir dönemden geçiliyor elbette...
"Herkes yan gelip yatsın" diyen yok ama
salgının başlangıcından
bu yana; hayatlarını kaybeden doktor, hemşire ve diğer sağlık çalışanlarının
yaşadıklarını görmemezlikten
gelmek, vicdansızlıktır!..
Onlar,
hiç tanımadıkları
insanlar için
mesleğin
gerektirdiğinden
daha fazlasını yaptı, yapıyor!..
Eğer korkuları olsaydı;
hastanelerde ne doktor
ne de hemşire kalırdı...
“İdam” cezası alacak değiller ya!..
Lafa gelince "baş tacı" edilen
ve günlerce alkışlanan
bu insanların çalışma şartları
üzerine
kurgulanan
psikolojik 
baskılar,
vicdanla
bağdaşmıyor!..
"Haklarını helal etsinler" desem
yetmez!..
Bu süreci yaşayan
ailelerinden de
helallik almak gerekir!..
İnşallah,
bu beladan kurtulduktan sonra
süreç içinde
ortaya çıkan sorunlarla
yüzleşerek,
çözüm bulunur!..
Yaşamak haktır ama
ölüm herkes için vardır!..