Samsun Büyükşehir Belediye Meclisi'nde, CHP'li Tekcan'ın "30 Ağustos Zafer Bayramı'nda dondurma şenliği düzenlenmesinin bayramın ruhuna uygun düşmediğini" ifade etmesi üzerine, oturumu yöneten Başkan Mustafa Demir, şok etkisi yaratan "Mikrop hükmünde" ifadesiyle, hiç de yakışık almayan bir üslup kullanmıştır... Demir, sadece konuyla ilgili açıklamaları sayfalarına ya da ekranlarına taşıyan gazetecilere değil, o soruyu yönelten ve bu yöndeki eleştirisini ortaya koyan CHP'li üye Atila Tekcan'a da hakaret etmiştir aslında... O videoyu defalarca izledim... Aynen öyleydi... "Bunları buralara taşımayın" diyerek, adeta Tekcan'ı da azarlayan Demir'in bu tavrına, ne Tekcan ne de diğer muhalefet üyeleri "Bu nasıl söz başkan?" diye tepki verememiştir!.. Samsunluları temsil edenler, mecliste hak aramayacaksa nerede arayacak, nerede derdini anlatacak?.. Hiç kimse, Demir'in "sus" deyince susacak, talebesi değildir!.. Gazeteci, buna rağmen o oturumdaki gelişmeleri de tıpkı şenlik eleştirisi gibi haber yapmıştır... Çünkü, gazetecinin görevi budur!.. Vatana, millete ve devlete karşı bir söylem yoksa ve toplumun değer yargılarına hakaret edilmiyorsa; Anayasal zeminde kurulan her siyasi partinin görüşü, aynı paralelde düşünmesek bile haberdir!.. Demir'in, eleştirenleri değil de haberi yapan gazetecileri suçlamasının nedeni, her zaman yaptığı gibi hedef şaşırtmaktır!.. Bu milleti birileri "balık hafızalı" sanabilir ama yanıldıklarını eninde sonunda kendilerine hatırlatacak olanlar çoğunluktadır... Kendi partisinden bile rahatsız olan insanlar vardır... Nitekim, anketlerden haberimiz yok değil!.. Neyse uzatmayalım da Demir'in toplumda eleştiri konusu olan icraatlarına bir göz gezdirelim... Vezirköprü'de tamamlanmadan yıkılan köprünün hikayesi... Seçim vaatlerinde Valilik ve AKM binalarını yıkıp, yeşil alan yaratacağını söylerken, aynı bölgeye yasalara aykırı olarak "153 kent yönetim merkezi" yapma çelişkisi... Çiftlik Caddesi ve çevresi ile Anakent İş Merkezi'nde anlaşma sağlanmadan yapılan kamulaştırmalar nedeniyle açılan davalar... Kavak'ın Bekdemir Mahallesi'nde kamulaştırma yapılmadan vatandaşın arazisine müdahale edilmesi ve şikayeti değerlendiren CİMER'e yanlış bilgi verilmesi... Büyükşehir'de işçilerin toplu sözleşmeyle kazanılan haklarını vermeyip, yaşatılan mağduriyeti... Pandemi döneminde esnafın yardım çağrılarına kulak tıkanması... "Otopark ücretini 1 liraya indireceğim" diye vaatte bulunduktan sonra Çiftlik Caddesi'nde "esnaflar istiyor" bahanesiyle yüzde 100 zam yapılması... Su faturalarına adeta tefeci faizi gibi zam üstün zam uygulanması... Pandemi sürecinde milletin kullanmadığı suyun parasının "kıyas" adı altında alınması... 2.5 yıl önce söz verdiği halde, her yağışta çile çeken Yabancılar Çarşısı esnafının çatısının onarılmaması ve genelgeye rağmen tramvaylarda "balık istifi" yolculuklar yapılması... Demir istemese de vakti zamanı geldiğinde ona bunu hatırlatacak biri çıkacak!.. Arşivleri yakacak değil ya!.. Millet Bahçesi'nde yaptırılan mescitteki kıblenin düzeltilmesini sağlayan gazetecilere "Mikrop hükmünde" demek, Allah'ın gücüne gitmez mi?.. Müminlerin yanlış kıblede namaz kılmasını önleyen gazetecilere "teşekkür" etmek gerekirken, ifadeye bak!.. Atakum kumsalının önce kayalarla doldurulup, sonra tepki üzerine yeniden kumla kapatılması... Kurupelit Marina'nın milyonlarca lira harcanarak yapılacak dolgu ile neyin amaçlandığı ortaya çıkınca, çark edilmesi... Oto kiralamaları ve diğer ihtiyaçlar için açılan ihalelerde neden Samsun değil de özellikle İstanbul ve Kocaeli'den firmaların tercih edildiği... Üst düzey bürokrat çocuklarının KPSS olmadan direkt işe alınmaları... Tasarruf genelgesine rağmen lüks milyonluk araç sevdası... Belediyenin A Takımı'nın Samsun'u tanımayan bürokratlardan oluşturulmasının nedeni... Davetiyeli ihalelerin 21-B maddesi üzerinden hep aynı firmalara verilmesi... Yılport Samsunspor'a söz verilip, milyonlarca lira harcattıktan ve kongrede de "10 yıllık sözleşme için meclisten karar çıkarmak gerekir" dendikten sonra, konunun meclise gelmesinin önlenmesi... Bütün dünyada koruma altına alınan kum zambaklarının yasağa ve büyük cezalara rağmen biçtirilmesi... Ve çalıştığı 18 ayda, kimine göre 20 kimine göre 30 milyon lira rüşvet aldığı iddiasıyla tutuklanan Mali İşler Daire Başkanı Bahattin K.'nın iş bitiriciliği belediye koridorlarında çınlarken, bunları duymamazlığa kimlerin geldiği... Bunları yazmayacak mıydık?.. Mustafa Demir, bu bariz yanlışlarını başkalarına ihale etmek için "günah keçileri" arıyor ama çabası boşunadır!.. Çünkü, yazılanların eksiği vardır, fazlası yoktur!.. Belki haber içeriklerinde bilgi noksanlıkları olmuştur ama ifadelerde asla hakaretlere yer verilmemiştir!.. Sosyal medyada istenmeyen ifadeleri, ben de gördüm. Ancak, klasik medyada tanık olmadım... Aynı zamanda "Şahsiyet" yapılıp, özel hayata dair ifadelere de... Ne diyelim artık!.. "Kötü söz sahibine aittir" diyerek, noktayı koyalım!..