https://www.youtube.com/watch?v=dmpJ-jwZ3RU Ne zamandır, düşünüyordum… “Bu duruma kim müdahale edecek?” diye.. Samsun Valisi Zülkif Dağlı’dan gelen uyarıyı görünce, “işte bu” dedim… Özellikle; pahalı tatlı, pasta ya da unlu gıdalar alırken, o kalın kartondan yapılmış ambalajları görünce, aklıma takılıyordu… Diyelim ki, 70-80 liralık bir tatlı aldınız… Tatlı, kalın kutuyla birlikte tartılıyor… Ambalaj, en az 20 gram geliyor… Yani, en çok 1 lira olan o kutu da böylece tatlı fiyatından satılıyor… Dağlı’nın, ürünün net miktarı üzerinden satışa sunulması gerektiği, düzenlemeye uymadığı tespit edilen işletmeler hakkında idari yaptırımlar uygulanacağı açıklamasını, o yüzden çok önemsedim… “Dara” denildiğinde, Ordu’da yaşanan fıkra gibi bir olayı hatırlarım… Çok eski yıllarda, garibanın biri Tahil Pazarı’nda seyyar manavlardan birine fındık getirir… Fındık önce sepetle birlikte tartılır, sonra dara çıkması için sepetin kilosu tespit edilir… Böylece fındığın kilosu bulunacaktır… Seyyar manavın boş tarttığı sepet, fındıkla tartılandan daha ağır gelmez mi?.. Seyyar manav, neredeyse gariban köylüyü borçlu çıkaracaktır… Garibana döner, “Hadi sana acıdım. Köyden de geldin paran da yoktur. Al sana harçlık” der ve fındığı düşük fiyatla satın alır!.. Gariban köylü de iyi yürekli (!) seyyar manava teşekkür ederek, oradan ayrılır… İki kilo fındıktan, 3 kilo dara çıkarılması olayı, Ordu’da yaygın olarak çokça anlatılır!.. Bu “Dara” işi, fındıkta çok olur… Hileli kantarlarda yapılan tartılarda, kilolarca fındığın iç edildiğini kaç kere dinledim, bilemiyorum… Bunun adı “hırsızlık” aslında… Bu anlamda, Vali Doç. Dr. Dağlı’nın “dara” uyarısını, haksız kazancın önlenmesi açısından yerinde buluyorum…. Bir de tartı kontrolleri yapılırsa iyi olur, diyorum…