Herkesin bildiğini anlatmak, “malumu ilam etmek” deyimi ile ifade edilecekse; “kapanma” mevzusuna ilişkin bizim ilaveten bir şeyler söylememize gerek yok!.. Manzaranın gizlisi, saklısı var mı?.. Her şey ortada… Mesela; Türkiye 1. Lig’de Samsunspor hariç, şampiyonluğa oynayan iki takımın doldurdukları tribünleri ve maçlar sonrasındaki kutlamaları gördük işte… Her şey yorum gerektirmeyecek kadar açık ve net!.. Önceki gece de Beşiktaş’ın şampiyonluk kutlamalarında bekçilerin silahlı müdahalesine rağmen engellenemeyen bir coşku vardı… Eeee, bundan önce iki takımın kutlamalarına göz yumulursa; Beşiktaş taraftarı da kendisine hak görür!.. Farkında mısınız?.. Kalabalıklara geniş çaplı bir ceza uygulaması yapılamadı… Peki, bu kitlelere verilmeyen cezayı, normal denetimlerde kısıtlama ihlali yapanlara uygulamak, adaletsizlik değil midir?.. 3 bin lira az para mı?.. Sadece bu değil tabi ki… Ülkenin birçok yerinde büyük bir kesim, bayramı köyünde ya da yazlığında geçirdi… “Nasıl gittiniz?” diye sorduklarım oldu… “Hani, yollarda kontrol vardı” dedim… Hükümet de işin farkında… Yoksa 18 günlük kapanmadan sonra süreyi 1 Haziran’a kadar uzatır mıydı?.. Zor bir süreç, biliyorum ama kararlı ve istikrarlı biçimde mücadele verilmezse; bu bela en küçük bir fırsatta ortaya çıkıp, etrafı kasıp kavuruyor… Rakamlar ortada… Samsun, vaka sayısında birincilikten 40’lı sıralara nasıl düştü?.. Samsun Valisi Doç. Dr. Zülkif Dağlı ve mesai arkadaşlarının inanılmaz mücadelesi var… Bazı kalbi mühürlüler görmüyor olabilir… Önemli değil, “Balık bilmese Halik biliyor” nasılsa… Bu arada, gecesini gündüzüne katan başta doktorlar, sağlık çalışanları, polis-jandarma, ihtiyaç sahiplerinin yardımına koşan vefa ekipleri ve STK’lara bu milletin büyük bir teşekkür borcu vardır!.. Helalleşmenin gündemde olduğu bir günde, bu insanları unutmamak gerekir!.. Özellikle de kalabalık kutlamalara sessiz kalıp, kısıtlama ihlalinden ceza uygulanan vatandaşlara karşı yapılan adaletsizlik nedeniyle de… Ağaca bakıp, ormanı görmemek doğru değil!..