Necdet Uzun Yazdı... 12 Mart, ibretlik bir tarih...
Televizyon
nerede o zaman!..
Sabah "ajans haberleri"
için
kulağı
radyoya dayamış,
Sıkıyönetim Komutanlığı'nın
bilmem
kaç numaralı
bildirisini
dinliyorduk!..
Hiç kimsede çıt yok!..
Bir orta...
Televizyon
nerede o zaman!..
Sabah "ajans haberleri"
için
kulağı
radyoya dayamış,
Sıkıyönetim Komutanlığı'nın
bilmem
kaç numaralı
bildirisini
dinliyorduk!..
Hiç kimsede çıt yok!..
Bir ortaokul öğrencisi
olarak,
arananların hepsinin
"anarşist" olduğunu biliyordum...
Tabii ki hepsi de "vatan haini" idi...
Devlet büyükleri
öyle
söylüyor...
Radyo haberinde
herkes,
onlara "anarşist" diyor...
Gazete sayfalarının
manşetlerinde
bu gençler var!..
Çoğunluk,
bu gençlerin
kötü insan olduğunu yazıyor ve söylüyordu...
Algıyı nereden bilecektik ki?..
Mahir Çayan'ın
Samsunlu, Ziya Yılmaz'ın
Ordulu ve
Harun Karadeniz'in
Giresunlu
olduğunu
radyodaki
anonslardan
öğrenmiştik...
Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan
ve Yusuf Aslan'ın yakalanışı,
"pehlivan tefrikası" gibi
yayınlanıyordu...
Neler yapmışlar neler!..
O yıllarda, bir arkadaşım
bana Fethi Elverdi Paşa'nın
"Bu vatana kastedenler" kitabını
okumam için verdi.
Bir solukta okudum
ve o zaman bu gençlere hiç hak vermedim...
Ancak, bu kadar kötülük yapan Deniz Gezmiş;
bir bekçiye
nasıl teslim olmuştu,
bu soru aklıma takılıyor ve cevabını bulamıyordum...
Yıllar sonra
ne yaptıklarını
ne yapmadıklarını
okuduk!..
Tıpkı, bu gençleri hapse atanların
Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde
eylemlere katılan Abdullah Öcalan'a
neden toleranslı davrandığını
öğrendiğimiz gibi...
Tıpkı,
teröristbaşının
Tapu Müdürlüğü'ne memur yapılıp,
sonradan Diyarbakır'a tayin edilmesinin
arka planındaki tezgah
gibi...
1960 İhtilali gibi 12 Mart Muhtırası da
bir ABD yaptırımı idi ve
amaç, olayları bitirmek değil,
afyon ekiminin sınırlandırılmasına
karşı çıkan Başbakan Demirel'i
iktidardan indirmekti...
Ve o ABD; dayatmaya, ABD emperyalizmine karşı çıkan
sağcı Demirel ile solcu gençleri aynı potada
eritmişti...
Yani, 12 Mart 1971'i
iyi tahlil etmeden
bugünlere
anlam yüklemek
zordur!..